Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu'nda düzenlenen zirvede ulaşım koridorlarının güçlendirilmesi ve yeni yatırım fırsatları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Uraloğlu, alternatif rotaların oluşturulmasının ve ulaşım modlarının çeşitlendirilmesinin kaçınılmaz bir öncelik haline geldiğini vurguladı.
Bakan Uraloğlu, Cenevre'de gerçekleştirilen panelde yaptığı konuşmada, ulaşım ve lojistik sistemlerinin ekonomik kalkınmanın temel taşları olduğunu belirtti. Uraloğlu, "Güçlü ve entegre bir ulaştırma ağı, yalnızca ticareti kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda bölgeler arasında ekonomik fırsatların daha adil dağılmasını sağlar." ifadelerini kullandı. Bu bağlamda, ulaştırma koridorlarının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Uraloğlu, son yıllarda yaşanan küresel gelişmelere dikkat çekerek, ulaştırma sistemlerinin kırılganlığına vurgu yaptı. COVID-19 pandemisi ve diğer krizlerin, ulaşım ağlarının ne kadar hassas dengeler üzerine kurulu olduğunu gösterdiğini ifade etti. "Günümüz dünyasında, alternatif rotalar oluşturmak, ulaşım modlarını çeşitlendirmek ve ulaştırma ağlarını daha dayanıklı hale getirmek kaçınılmaz bir öncelik haline gelmiştir." dedi.
Bakan Uraloğlu, Kalkınma Yolu Projesi'nin yeni yatırım olanakları oluşturacağına inandığını belirtti. Ulaştırma altyapısına yapılan yatırımların yalnızca iki noktayı birbirine bağlamakla sınırlı olmaması gerektiğini vurguladı. Uraloğlu, "Bölgesel bağlantısallık, daha az gelişmiş bölgelerin ekonomik aktivitelere entegre edilmesini sağlayarak onları kalkınmanın bir parçası haline getirebilir." dedi.
Uraloğlu, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı ve Kars Lojistik Merkezi gibi projelerin, Türkiye'nin doğusunu komşu ülkelerle bağlayarak ekonomik hareketliliği artıracağını ifade etti. "Kalkınma Yolu Projesi'nin Türkiye'nin güneydoğusundaki ekonomik hareketliliği artıracağına ve yeni yatırım olanakları oluşturacağına inanıyoruz." şeklinde konuştu.
Bakan Uraloğlu, gelişmiş ulaşım bağlantılarının uzak bölgeleri ekonomik merkezlere bağlayarak yatırımların daha dengeli dağılmasını sağladığını belirtti. Ancak, altyapı farklılıkları ve düzenleyici engellerin ulaştırma sistemlerinin tam kapasiteyle çalışmasını engellediğini ifade etti. "Bu engelleri aşmak için güçlü bölgesel iş birlikleri, ortak standartlar ve modernizasyon projeleri gerekmektedir." dedi.
Uraloğlu, ITC 2030 Stratejisi'nin ulaştırma bağlantılarının geliştirilmesi için somut bir yol haritası sunduğunu belirtti. "Demiryolu taşımacılığının güçlendirilmesi, ulaştırma altyapılarının modernizasyonu ve sınır geçişlerinin kolaylaştırılması, bu stratejinin temel hedefleri arasındadır." şeklinde konuştu.
Bakan Uraloğlu, Türkiye'nin sınır ötesi taşımacılığında karşılaşılan zorlukları aşmak için dijitalleşme ve süreç otomasyonu gibi konularda ilerleme kaydetmeye çalıştıklarını belirtti. E-Permit projesi ile izin belgelerinin dijitalleştirildiğini ifade etti. "Bu sistemlerin bölgedeki tüm ülkeler tarafından benimsenmesi gerekmektedir." dedi.
Uraloğlu, sınır geçişlerinde gümrük işlemlerinin hızlandırılması ve bürokrasinin azaltılması için ikili ve çok taraflı iş birliklerinin büyük önem arz ettiğini vurguladı. "Bu etki o kadar büyük ki, bazı bölgelerde altyapı yatırımlarının Gayri Safi Milli Hasıla’ya etkisinin sınır geçişi ve tarife düzenlemeleri ile 4-5 katına çıktığı görülmektedir." şeklinde konuştu.
Bakan Uraloğlu, ulaştırma koridorlarının hem bölgesel kalkınma hem de komşu ülkelerle bağlantısallığı artırma açısından büyük bir fırsat sunduğunu belirtti. "İyi planlanmış ulaştırma koridorları, yalnızca yük taşımacılığına değil, doğrudan yatırım ve üretim süreçlerine de ivme kazandırarak bölgesel kalkınmayı hızlandırabilir." dedi.
Uraloğlu, Türkiye olarak, bu mekanizmaları güçlendirmek için hem ikili hem de bölgesel düzeyde daha yakın iş birliği içinde olmayı önceliklendirdiklerini ifade etti. "Ulaştırma sistemlerinin yalnızca genişletilmesi değil, daha sürdürülebilir, güvenli ve akıllı hale getirilmesi gerektiğini vurgulamak isterim." şeklinde sözlerini tamamladı.